- BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN ŞEKLİ
Banka teminat mektupları, doğrudan bir kanuni düzenlemeden yoksundur. Devlet İhale Kanunu ve Kamu İhale Kanunda “banka teminat mektubu” terimine yer verilmiş olmakla birlikte hukuki anlamda tanımı, unsurları, şekline ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Banka teminat mektupları, doktrin ve Yargı kararları çerçevesinde şekillenmekte tanımı ve unsurları da bu kararlar çevresinde belirlenmektedir. Uygulamadaki ihtiyaçlar doğrultusunda evrilmeye ve gelişmeye açıktır. Bugün, bankalar tarafından düzenlenen teminat mektupları, Bankacılık Kanunu’nun kredilerle ilgili hükümlerine tabi bulunmaktadır. Bankacılık Kanunu, teminat mektubunun tanımına ve hükümlerine yer vermemekte ancak çeşitli maddelerinde bu tür mektuplara değinmektedir. Buna göre, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun faaliyet konuları başlığı altında düzenlenen 4. maddesinin (c) bendinde; nakdi, gayri nakdi, her cins ve suretle kredi verme işlemlerinin bankaların faaliyet konuları içerisinde yer aldığı belirtilmekte ; “Krediler” başlıklı 48. maddesinde de; bankalarca verilen nakdi krediler ile teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayri nakdi krediler ile bu niteliği haiz taahhütlerin kredi sayılacağı düzenlenmektedir. Bankaların bu faaliyetlerde bulunabilmeleri için ise, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 6 vd. maddelerinde belirtilen esaslara uygun olarak kurulmuş ve faaliyet gösteriyor olması gerekmektedir.
Yargıtay, 1967 ve 1969 yıllarında konuya ilişkin verdiği İçtihadı Birleştirme Kararlarında, banka teminat mektuplarının, üçüncü kişinin fiilini üstlenme niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğunu belirtmiş ve garanti sözleşmesinin, kanuni bir düzenlemeye sahip olmamasından dolayı TBK m.128’de düzenlenmiş olan üçüncü kişinin fiilini üstlenme kurumuna göre değerlendirilmesi ve zorunlu unsurlarının içtihat yoluyla tamamlanması gerektiğini ifade etmiştir.
Banka teminat mektubu belirli bir düzenleme olmaksızın yalnızca Yargıtay ve Doktrinden şekillendiği için şeklini de yargı kararları belirlemelidir. Yargıtay 11. H. D. 27.12.1990 E. 1989/4046 ve K. 1990/8459 sayılı kararında banka teminat mektuplarının zorunlu bir şekli şartı olmadığı belirtilmiştir. Bu sebeple belli bir şekilde delille ispat zorunluluğu yoktur. - BANKA TEMİNAT MEKTUBU TÜRLERİ
Banka teminat mektupları ülkemizde özellikle 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında uygulama alanı bulmuştur. Bu kanunlar kapsamında kullanılan banka teminat mektubu türleri geçici, avans ve kesin teminat mektuplarıdır. DİK ve KİK kapsamında kullanılan teminat mektupları geçici, avans ve kesin teminat mektubudur. Bu temel ayrımın yanında ilk talepte ödeme kayıtlı ve şarta bağlı teminat mektupları, doğrudan ve kontrgarantiye dayalı teminat mektupları, süreli ve süresiz teminat mektupları olmak üzere ayrım da yapılmaktadır. Bunun dışında, uygulamada karşılaşılan banka teminat mektupları esas itibariyle, rizikonun niteliğine, ödeme talebinin şekline, konularına ve ikinci bankanın devreye girmesine göre ayrıma tabi tutulmuştur.
A. KONUSUNA GÖRE BANKA TEMİNAT MEKTUPLARI
Banka teminat mektupları çeşitli ayrımlara göre sınıflandırılmıştır. Konusuna göre banka teminat mektupları kesin, geçici ve avans olarak 3’e ayrılmaktadır.
a) KESİN TEMİNAT MEKTUPLARI
Türk mali hukukunda kesin teminat, bir kamu borcunun ödenmesi, bir işlemin yapılması veya bir yükümlülüğün yerine getirilmesi için gerekli güvenceyi sağlayan nakdi, ayni veya şahsi değerlerdir. Banka teminat mektubu da bu değerlerden bir değerdir. Gereği gibi ifa adıyla düzenlenen bu teminat türünde, muhatap resmi bir daireye karşı taahhüt edilen işin, asıl sözleşmeye uygun olarak, zamanında ve noksansız bir şekilde yerine getirilmemesi halinde, mektupta belirtilen bedelin, dairenin (muhatabın) yazılı talebi üzerine başka bir işleme gerek kalmaksızın banka tarafından derhal ödeneceği taahhüdünü içerir. Söz konusu yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde bankanın tazmin borcu doğar.
Kesin teminat mektubunun konusu, lehtarın mektupta belirlenen yükümlülüğünü yerine getireceğini garanti etme şeklinde belirmektedir. Yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde bankanın tazmin borcu doğmaktadır.
Kesin teminat mektubunda amaç, yapılan sözleşme koşulları gerçekleştikten sonra teminat mektubu muhatabına, lehdarın asıl sözleşmede yer alan edimini süresi içinde ve gereği gibi ifa etmemesi rizikosuna karşı güvence vermesidir. Bu şekilde eğer lehdar süresi için teminat mektubuna konu olan edimini muhataba ifa edemezse bankanın muhataba tazmin borcu doğacaktır. Lehdarın yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemesi durumunda edim alacaklısı muhatap, bankadan edimin ifasını isteyebilir. Teminat mektubunun bedeli, sözleşmede taahhüt edilen bedelden az ise muhataba karşı lehdarın karşılanmayan oranda tazmin borcu devam edecektir. Muhatabın uğradığı zarar teminat mektubu bedelinden fazla ise, bu zarar lehdardan hükmen tahsil edilecek ve muhatap lehdara karşı, uğradığı zararları karşılamak için tazminat davası açabilecektir. Uğranılan zarar, teminat mektubu bedeli ile aynı veya daha düşük ise, muhatabın ek tazminat talebi kabul edilmeyecektir . Bu nedenle kesin teminat mektupları ifa garantisi olarak da adlandırılmış olup, ifa garantisi ile bir tek borcun ya da birden fazla borcun ifa edilmesi garanti altına alınmıştır. Yarg.19.HD. T.27.01.1994, E.1993/7910, K.1994/550 kararında ek tazminat telebinde bulunulamayacağına dair bu görüşe katılmış olup “ ...kesin teminat, kural olarak tazminat alacağından indirilir; alacaklı kesin tazminatı aşan zararını isteyebilir. Yeter ki sözleşmede ya da yasada aksine bir hüküm bulunmasın...” şeklinde görüş açıklamıştır.
Bankanın tazmin edeceği miktar, genelde mektup bedeli ile sınırlıdır. Ancak limitsiz (üstü açık) teminat mektuplarında tazmin edilen miktar, mektup bedelinin çok üstünde olabilir.
Kesin teminat mektupları kendi içinde değişik tasniflere tabi tutulmaktadır:
Taşıma Teminat Mektupları; ihracatçının sözleşmeden doğan kendi yükümlüğünde olan taşımayı kurallara uygun olarak yerine getirmemesi rizikosuna karşı ithalatçı muhatabı koruma amacına hizmet eden teminat mektuplarıdır.
Edim Teminat Mektupları; ihracatçının bir edim ile yükümlü olduğu durumlarda edim mükellefiyetini gereği gibi yerine getirmemesi rizikosuna karşı ithalatçıyı koruma amacına hizmet eden teminat mektuplarıdır.
Teminat Amaçlı Garantiler; alıcının güvence altına alınmasına, açık bir ifade ile temin etme yükümlülüğünün kurallara uygun olarak yerine getirilmemesi durumunda sipariş vereni güvence altına almaya hizmet eden teminat mektuplarıdır .
b) AVANS TEMİNAT MEKTUPLARI
Avans teminat mektupları, müteahhitlerin kazandıkları kamu ve özel sektör ihalelerinde, ihale konusu işe başlamaları için aldıkları avans miktarlarının banka garantisi altına alınmasıdır. Şöyle ki, lehdar ile muhatap arasındaki asıl sözleşmede, edim borçlusunun edimini ifaya başlayabilmesi için sözleşmenin karşı tarafının bir ön ödeme yapması şart koşulabilir. Bu ön ödeme daha sonra edim borçlusunun hak edişlerinden kesilmektedir. Yapılan ön ödemeye rağmen kalan edimin yerine getirmemesi riskine karşılık güvence oluşturan teminat mektuplarına, avans teminat mektubu denir.
Avans teminat mektuplarının konusu, müteahhitlere veya imalatçıya verilecek avansları bir bankanın garanti etmesi ile ilgilidir. Müteahhit sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhütlerini yerine getirdikçe, avans istihkaklarından mahsup edilmek suretiyle geri alınır. Özellikle resmi dairelere hitaben verilen avans teminat mektupları metninde genellikle, kesin teminat mektubuna benzer şekilde “müteahhidin sözleşme şartlarına aykırı davrandığı, kısmen veya tamamen taahhüdünü yerine getirmediği “ taktirde bankanın ödeme yükümlülüğü yer almakta ise de, bu ibarelere rağmen bu tür mektuplar verilen avanslarla ilgili olup kesin teminat mektubu yerine kullanılamazlar.
c) GEÇİCİ TEMİNAT MEKTUPLARI
Geçici teminat mektupları bir ihaleye katılmak için, ihale makamına hitaben verilen mektuplardır. Geçici teminat mektupları, bir ihaleye katılacak kişi veya kurumun ihalenin kendisinde kalması halinde, teklifi ile bağlı kalmaması rizikosuna karşı ihaleyi açan kişi veya kuruma hitaben verilen teminat mektubudur. Yani ihale makamına düzenlenen banka teminat mektuplarına geçici teminat mektubu denir. Uygulamada, özellikle inşaat sözleşmelerine ilişkin açılan ihalelerde, teklif veren tarafın, ihalenin üzerinde kalması halinde, teklifi ile bağlı kalmama riskinin üstlenilmesi amacı ile avans teminat mektubu verilmektedir. Bu tür teminat mektubunda lehtar, teklif verdiği ihalenin üzerinde kalması durumunda, kararlaştırılan süre ve şartlara uygun olarak ihaleye ilişkin sözleşmeyi imzalayacağının yanı sıra, kesin teminat mektubu vereceğini de garanti etmektedir. Ayrıca geçici teminat mektubu ileride verilecek kesin teminat mektubunun bir garantisi mahiyetindedir. Bu sebeple muhatap lehtara kesin teminat mektubu verme yükümlülüğü altına girer. İhaleyi kazanan lehtar, sözleşmeyi imzalamaz ya da muhataba kesin teminat mektubu vermez ise, ihale makamı, geçici teminat mektubunu paraya çevirebilmektedir. Görüldüğü üzere, geçici teminat mektubu verilmesindeki amaç, ihaleye katılarak teklifte bulunan kişilerin, ihalenin üzerlerine kalması halinde, tekliflerinin ciddi olmamasından kaynaklanarak asıl sözleşmeyi imzalamamaları nedeniyle meydana gelebilecek zararların güvence altına alınmasıdır .
Geçici teminat mektubu ile ilgili olarak böyle bir düzenlemeye yer verilmesinin sebebini, ihaleye icapta bulunan kimselerin icaplarında ciddi olmamasından, ihalenin kendilerinde kalması halinde ihale konusunu oluşturan asıl sözleşmeyi yapmaması halinde, idarenin doğabilecek zararlarının güvence altına alınması amacı oluşturmaktadır213. Geçici teminat mektupları Bakanlar Kurulu’nca belirlenen örneğe uygun şekilde düzenlenmektedir214 . 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda geçici teminat mektupları ile ilgili düzenlemelere rastlamak mümkündür. Şöyle ki;
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Geçici Teminat” başlıklı 25. maddesi uyarınca, ihaleye konu olan olayın tahmini bedelinin %3'ü oranında geçici teminat alınmaktadır. Kamu İhale Kanunu’nun 33.maddesinde de yine aynı doğrultuda, teklif edilen meblağın %3’ünden az olmamak koşuluyla geçici teminat alınacağı hükme bağlanmıştır. DİK’in 57. maddesi uyarınca, ihale kararının onaylanması üzerine lehtar (yüklenici), 15 gün içerisinde geçici teminat mektubunu kesin teminat mektubuna çevirmek ve noter tarafından tescil edilen sözleşmeyi idareye teslim etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, protesto çekilmesine ve hüküm alınmasına gerek olmaksızın ihale bozularak geçici teminat irat kaydedilmektedir. (DİK. m. 54/II, m.57/III)
İhaleyi kazanması üzerine asıl sözleşmeyi yapan kişinin, var olan teminat mektubunu kesin teminat mektubuna dönüştürmesi gerekmektedir .
Gerçekten de lehdar ihaleyi kazandığı halde, muhatap ile sözleşme imzalamaz ise, verilen teminat mektubunun, mektuba konu olan miktarın muhataba ödeneceğini belirten (borç doğuran) bir belgeye dönüşeceği de doktrinde ifade edilmektedir. Yahut sözleşme imzalanmasına karşın kesin teminat mektubu verilmez ise, muhatap geçici teminatın paraya çevrilmesini bankadan talep edebilecektir .
B. ÖDEME TALEBİNİN ŞEKLİNE GÖRE YAPILAN AYRIM
Banka teminat mektupları arasında yapılan en temel ve öncelikli ayrım ödeme talebinde bulunmaya göredir. Bütün teminat mektupları ya ilk talepte ödeme kaydını içermektedir ya da ödenmesi belirli şartlara bağlanmaktadır. Diğer bir deyişle, teminat mektubu, diğer yapılan ayrımlardan hangi türe girerse girsin, mutlaka bu iki türden birinin niteliğini taşımaktadır. Bir banka teminat mektubunun, ilk talepte ödeme kaydı içermesi ya da ödeme talebinin belirli şartlara bağlanmış olması, mektubun paraya çevrilmesi aşamasında önem taşır. Ödeme talebinin şekline göre banka teminat mektupları ilk talepte ödeme kaydını içeren banka teminat mektupları ve şartlı banka teminat mektupları olmak üzere iki başlık altında incelenecektir.
a) İLK TALEPTE ÖDEME KAYDıNı İÇEREN TEMINAT MEKTUPLARı
Ticari ilişkilerde tarafların birbirlerine karşı duydukları güvensizlikten çıktığı kabul edilen ve söz konusu çekinceyi bir bankanın devreye girmesi ile gideren ilk talepte ödeme kaydını taşıyan banka teminat mektupları, garanti alana maksimal derecede güvence sağlayan teminat türüdür. Türk bankacılık uygulamasında, en sık tercih edilen teminat mektubu türü, ilk talepte ödeme kaydı taşıyan teminat mektubudur . Bu şekilde kayıt içeren mektuplarda banka herhangi bir def’i ileri sürmeksizin derhâl ödeme yükümlülüğü altındadır. Uygulamaya bakıldığında, neredeyse bütün matbu teminat mektubu metinlerinde, “protesto çekmeye, hüküm ve borçlunun iznini almaya gerek kalmaksızın, herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni neticeleri nazara alınmaksızın ilk yazılı talepte” kaydına yer verildiği görülmektedir. Bu nedenle, bu tür teminat mektubu, muhataba en yüksek düzeyde koruma sağlayan tür olarak kabul edilmektedir.
Kendisine ödeme talebi ibraz edilen banka esasa ilişkin herhangi bir inceleme yapmaz. Mektubu yalnızca şeklen inceler. Banka ödememe riskinin gerçekleşip gerçekleşmediğiyle ilgilenmez. Bu konuyla ilgili bir araştırmaya girişmez. Muhatap bu teminat türü ile kolayca alacağını elde edebilir. Banka inceleme yapmaksızın alacağı muhataba teslim ettiğinden bankanın da muhatabın da süre ve alacak yönünden lehine durumlar olduğu söylenebilir. Ayrıca banka, taraflar arası uyuşmazlıklara da taraf olmamaktadır. Bu sebeple bankanın durumunu ağırlaştıran bir durum da bulunmamaktadır. Ayrıca kolay teminat yöntemi olması hasebiyle tercih edilen bu teminat mektubu türü bakımından bankanın komisyon geliri elde etmesi de ayrıca lehinedir.
Zira doktrin ve mahkeme kararlarında, böyle bir taahhüd ile garanti veren bankanın asli ve bağımsız bir yükümlülük altına girdiği ve bu kayıtla def’i ve itiraz hakkından feragat ettiği kabul edilmektedir. Gerçekten de ilk talepte ödeme kaydını taşıyan banka teminat mektuplarında banka, muhatabın talebi üzerine herhangi bir itiraza mahal vermeden, def’i ileri sürmeden ve talebin haklılığına ilişkin isbat araçları talep etmeden muhatabın ilk talebi neticesinde ödeme yapmayı taahhüt eder.
İlk talepte ödeme kayıtlı teminat mektuplarında, banka ve muhatabın aksine, lehtar, en korumasız durumda bulunan taraftır. Nitekim, bankanın araştırma yükümlülüğünün bulunmaması demek, haksız ödeme talebi karşısında, durumu bilmeyerek bankanın ödemede bulunması üzerine, riskin bütünüyle lehtarın üzerinde kalması demektir. Bu durumu önlemek için lehtarın, muhatabı seçerken gerekli özen ve dikkati göstermesi gerekmektedir.
İlk talepte ödeme kaydı içeren banka teminat mektuplarında, haksızlık iddiası yahut dava edilecek unsurlar bulunması durumunda önce teminatı lehtarın ödemesi daha sonra ise dava etmesi ilkesi geçerlidir. Banka, muhatabın ödeme talebi üzerine, riskin gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmaksızın önce garanti sözleşmesinde üstlendiği bedeli ödemekte; ardından, riskin gerçekleşmediğini kanıtlayarak ödediği garanti bedelinin kendisine iade edilmesi için dava açmaktadır.
Bankanın ödeme yapmaktan kaçınabilmesi, ancak kendisinden kaynaklanan def’i ve itirazları ileri sürmesi yoluyla mümkün olabilir.
Başka bir husus da bankanın haksız talepte bulunduğu bilinen muhatabın talebine nasıl cevap vereceğine ilişkindir. Doktrinde Kahyaoğlu’nun görüşüne göre “muhatabın talebinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı kesin olarak bilen bankanın, talebin haksızlığını son derece açık olarak kanıtlayabildiği istisnai durumlarda, ilk talepte ödeme kaydına rağmen muhataba ödeme yapmaktan kaçınabilmesi gerekir.” Demektedir. Bizce de bu haksız talep objektif olarak açıkça görülüp anlaşılabiliyorsa bankanın ödeme yapmaması gerekmektedir.
Teminat mektubunun yargı kararlarında bir garanti sözleşmesi olduğu bilinmektedir. Garanti sözleşmesinin bağımsızlığı ilkesi gereğince, muhatabın garanti sözleşmesi ile garanti altına alınan olay gerçekleşmeden ödeme talebinde bulunamayacağı, risk doğmadan yapılan ödeme talebinin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği durumlarda, sırf garanti sözleşmesinin bağımsız olması prensibine dayanarak garanti vereni ödeme yapmaya zorlamak mümkün değildir. Zira, garanti veren ancak alt sözleşmeden doğan borç ifa edilmediğinde veya gereği gibi ifa edilmediğinde ödeme yapmak borcu altındadır.
Yargıtay 19. HD. tarafında verilen 2002 tarihli ilam uyarınca 246 “Garanti sözleşmesi BK.nun 110. maddesinde düzenlenmiş olan 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup, kefalet sözleşmesi niteliğinde bulunmadığından garanti verenin sorumluluk limitinin gösterilmesi zorunlu değil ise de, garanti sözleşmesi belli bir riski garanti etmelidir. Garanti sözleşmesi ile garanti edilen risk, kredi sözleşmesinin tarafları arasındaki asıl ilişkiden tamemen bağımsız olmakla birlikte riski, garanti sözleşmesinde atıf yapılan kredi sözleşmesi ile belirlenmektedir. Hangi riskin garanti edildiği belli edilmeden "her türlü borç ilişkisinden doğmuş ve doğacak tüm alacakların" garanti edilmesi garanti sözleşmesinin amacı ile bağdaşmaz. Öte yandan garanti edenin izni olmadan veya ona bildirim yapılmadan esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhine ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümlülükler üstlenmesi garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır. Bu durumda mahkemece, garanti sözleşmesinin yapıldığı tarihteki kredi koşulları dikkate alınmak suretiyle garanti eden davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” denilmektedir. Yargıtay bu kararı ile her ne kadar garanti sözleşmesi alt sözleşmeden bağımsız dahi olsa, garanti verenin bir risk için garanti verdiği ve bu riskin de kredi sözleşmesinde belirlendiğini belirtmektedir. Zira bu nedenle ödeme talebinin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği hallerde bankanın ödemeden kaçınması garanti sözleşmesinin bağımsızlığına bir istisna getirmiş değildir. Çünkü garanti verenin ödemek zorunda olmamasının sebebi ödeme talebinin şartlarının gerçekleşmemiş olmasıdır.
b) ŞARTA BAĞLI TEMİNAT MEKTUPLARI
Teminat mektuplarında yer alan protesto çekilmeksizin, hüküm ve borçlunun iznine gerek kalmaksızın muhatabın ilk yazılı talebinde ödeme taahhüdü verir.
Teminat mektubu veren bankanın ancak belli şartların ortaya çıkması halinde riski garanti ettiğini belirtmesi geçerlidir. Bu durumda teminat mektuplarında yer alan ilk talepte derhal ödeme taahhüdü kuşkusuz şartın gerçekleşmesi halinde söz konusu olacak; tazmin talebinde bulunan muhatap şartın gerçekleştiğini ispat ettikten sonra lehtarın taahhüdünü yerine getirmediğini bildirerek tazmin talebinde bulunacaktır. Şart teminat mektubunda yer alabileceği gibi mektup metninden de anlaşılır. Şartın geçerliliği burada çok önemli bir konudur. Bu sebeple her durumda şartın geçerliliği korunmalıdır. Y. 11. HD, 15.10.1985 T., 4169 E., 5613 K. teminat mektubu metninde herhangi bir şart yer almadığı halde teminat mektubu veren banka ile muhatap arasındaki yazışmalardan, mektubun, muhatap ile lehtar arasındaki protokolün yerine getirilmesi şartı ile verildiği ve protokol hükümlerine uyulmadığından garanti veren bankanın tazmin yükümlülüğünün bulunmadığı kabul edilmiştir.
Muhatapça ispat edilen (örn; yazılı belge ile) her türlü şart banka tarafından kabul edilmelidir. Bu şekilde ispatı mümkün olan her türlü şarta bağlanmış senedin ödenmesi hususu yapılmalıdır.
C. GEÇERLİ OLDUĞU SÜRE AÇISINDAN YAPILAN AYRIM
Bazı teminat mektupları belirli bir süre ile sınırlı olabilir. Böyle bir durumun varlığında, banka söz konusu süre içerisinde kendisine yazılı müracaat halinde mektupta yazılı olan meblağı muhataba ödeme yükümlülüğü altındadır. Bu süre geçtikten sonra bankanın mektup içeriğini ödemekten kaçınma hakkı vardır. Mektubun bir süre ile azamanaşımı doluncaya kadar bu mektupla bağlı ve sorumludur.
a) VADELI (SÜRELI) TEMINAT MEKTUPLARı
Vadeli teminat mektupları belirli bir geçerlilik süresince yürürlükte kalan dolayısıyla bir süre taşıyan mektuplardır. Bu nedenle bankanın verdiği teminat mektubundan dolayı sorumluluğunun belirli bir süre ile sınırlandırıldığı teminat mektuplarına “vadeli teminat mektupları” denmektedir. Bankanın sorumluluğu teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin öngörülen süre içinde gerçekleşmesine bağlıdır. Risk gerçekleştiği durumda banka, yazılı olarak ibraz halinde mektupta yazılı olan tutarı muhataba öder.
Üzerinde “vade tarihine kadar başvurulmadığı takdirde hükümsüzdür” kaydını taşıyan teminat mektuplarında, bankaların sorumluluğu vade bitiminden itibaren son bulacaktır. Bu nedenle, bu tür teminat mektuplarında bankanın sorumluluğu, teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin, vade içinde gerçekleşmesi ve tazmin ihbarının yazılı olarak vade içinde yapılmış olması şartına bağlıdır.
Bankanın sorumluluğu vadenin gerçekleşmesi ile son bulmaktadır. Aynı zamanda vadeli teminat mektuplarında süre Borçlar Kanunu m. 110 kapsamında olarak genel zaman aşımı süresine tabidir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, vade tarihine kadar başvurulmadığı takdirde teminat mektubunun hükümsüz hale geleceği klozunu taşıyan teminat mektuplarında muhatabın sadece vade içerisinde tazmin talebinde bulunması yeterli olmayıp, tazmin talebinin yazı ile (HUMK md. 288) vade içerisinde bankaya ulaşması gerekmektedir. Aksi takdirde bankanın garanti yükümlülüğü sona erecektir. Buna karşılık belirli süre içinde bankadan yazılı talepte bulunulması klozunu taşımıyan vadeli teminat mektuplarında, rizikonun süre içinde gerçekleşmesi şart olduğunda, muhatap, bankaya 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde istediği zaman başvurabilir.
Teminat mektubu, garanti veren banka ile garanti alan muhatap arasındaki teminat ilişkisi sözleşme niteliği taşıdığından, vadeli teminat mektuplarında vade uzatımı hususu, banka ile muhatap arasında varılacak bir mutabakatla sağlanabilir. Bu nedenle muhatap ile lehdar aralarında anlaşarak vadeyi uzatamazlar. Ancak teminat mektubunun metninde muhataba vadeyi tek taraflı uzatma yetkisinin de verilmesi mümkündür. Uygulamada bankalar, tazmin talebini önlemek amacıyla lehdarın da yazılı muvafakati ile vade uzatımı yapmaktadırlar.
Banka teminat mektubu çerçevesinde garanti sözleşmesi, banka ile muhatap arasında kurulmakta olup, vadenin uzatılması noktasında muhatap ile lehtarın aralarında yapacağı anlaşma bankayı bağlamayacaktır. Vade; ancak sözleşmenin tarafları olan banka ve muhatabın anlaşması ile uzatılabilecek olup, muhatabın tek taraflı olarak vadeyi uzatabileceğine dair bir kayıt teminat mektubuna konulabilir. Uygulamada ise, bankaların lehtarın da yazılı muvafakatini aldıkları görülmektedir.
b) VADESİZ BANKA TEMİNAT MEKTUPLARI
Geçerliliği hususunda mektup metninde herhangi bir süreye yer verilmeyen teminat mektupları süresiz ya da vadesiz teminat mektupları olarak nitelendirilmektedir. Uygulamada uzun süreli sözleşme ilişkilerinde vadesiz teminat mektupları kullanılmaktadır. Bir yolun veya barajın yapılmasını konu edinen sözleşmelerde ya da bayilik sözleşmesi gibi uzun süreli sözleşmelerde muhatap, bankadan vadesiz teminat mektubu almayı tercih etmektedir. Bu mektuplarda banka, rizikonun gerçekleşmesinden başlayarak zamanaşmı süresince muhataba karşı sorumlu olmaktadır. Zamanaşımı süresi Borçalr Kanunu genel zamanaşımı süresi olan 10 yıldır.
Vadesiz teminat mektupları düzenlenirken bazı durumlarda vade sonunda otomatik olarak uzatılan karşı garanti almayı tercih etmektedirler. Bu durum lehtarlar yahut bankalar açısından daha çok tercih edilen ve lehlerine olan durumlardır.
Bankaya kontrgaranti veren lehtar veya lehtar yanında üçüncü kiĢi bakımından da vadesiz teminat mektubu bazı sıkıntılı sonuçlar doğurabilir; çünkü bankaya kontrgaranti olarak verilen değerlerden yararlanılması belli bir oranda kısıtlanmaktadır. Böyle bir durumda lehtar da bankadan vadesiz teminat mektubu istemek yerine vadesi otomatik uzayan teminat mektubu istemeyi uygun bulmaktadır.
Vadesiz teminat mektubu veren bankanın, makul bir süre sonra lehtarın muhataba bir borcunun kalmaması durumunda da, sorumluluğunun sona erdiğini, yeni ilişkilerden sorumlu olmayacağını muhataba bildirmesi geçerli değildir.
D. VERİLDİKLERİ MAKAMA GÖRE BANKA TEMİNAT MEKTUPLARI
Banka teminat mektupları, çeşitli nedenlerden dolayı resmi makamlara da verilebilir. Banka teminat mektupları, aşağıda yer alan makamlarla sınırlı olmamakla birlikte, gümrük idaresine, mahkeme ve icra dairelerine ya da vergi dairelerine çeşitli nedenlerle verilebilir.
a) MAHKEME VE İCRA DAIRELERINE HITABEN VERILEN TEMINAT MEKTUPLARı
Adli ve idari yargı organlarınca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklarla ilgili olarak, bazı hallerde çeşitli yönlerden teminat gösterilmesi zorunluluğu bulunabilir. Uygulamada teminatın zorunlu olduğu hallerde, bazen teminat olarak kabul edilebilecek değer arasında, değişik adlarla da olsa banka teminat mektuplarının da belirtildiği görülmektedir. Mevzuatımız incelendiği zaman, teminat olarak, banka teminat mektuplarının kullanılmayacağını öngören hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle yasada aksine bir düzenleme olmadığı sürece ve de işin özelliği niteliği buna engel olmadıkça ayrıca teminatın nakdi olma zorunluluğu da bulunmadıkça, mahkeme ve icra dairelerine verilecek teminatlar, banka teminat mektupları olabilir. Uygulamaya bakıldığında yargı organlarının teminat olarak, nakit veya teminat mektubu istediği görülmektedir.
b) GÜMRÜK İDARESINE HITABEN VERILEN TEMINAT MEKTUPLARı
Dış ticaretin gelişmesine paralel olarak Gümrük İdaresi’ne verilen banka teminat mektuplarının sayısında artış gözükmekte ve özellikle geçici dış alım (muvakkat ithal) hususunda banka teminat mektupları son derece yaygın uygulama alanı bulmaktadır. Bu tür teminat mektuplarında, genellikle, lehdarın, gümrükten geçirilen mallarının vergi, resimleri ile bunların cezalarının banka tarafından garanti edilmesini sağlamak amacıyla ilgili Gümrük İdaresi’ne hitaben hazırlanan teminat mektuplarıdır. Banka örneğin lehdarın, geçici dış alım yoluyla yurda getirdiği malları, belirli bir süre içinde yurtdışına çıkarmasını temin ve bunun gerçekleşmemesi halinde, gümrük, vergi, resim ve ilgili diğer borçlarını karşılamak üzere, mektupta yazılı olan miktarı Gümrük İdaresine ilk talepte derhal ödemeyi taahhüt eder.